ANDA OLMAK IV – dinliyorum

dsc_0453ANDA OLMAK IV – dinliyorum

Konuşmuyorum. Konuşmuyorum. Dinliyorum. Aslında söylediklerini pek de dinlemiyorum. Ben meşgulum. Havayı koklamakla, sesinin müziğiyle, ellerinin ister istemez küçük hareketleriyle, başının etrafında titreşen ışıkla. Oradayım, bazen tam zamanlı, bazen gelgitli. Anlat. Anlat bana, daha da anlat.

Bir zamanlar insanları merak ederdim. Şimdi insanlığı merak ediyorum. Hayatlara iyi bakıyorum ve bazen elimi uzatıp parmaklarımın ucuyla dokunuyorum, yavaşça. Bazen yüzünüz aydınlanıyor, bazen suçlulukla gözlerinizi kaçırıyorsunuz, bazen alnınız kırışıyor beni anlarken.

Güzel değil mi? Beraber yapmak güzel.

Dinlemek, tam anlamıyla, hakkını vererek dinlemek, yoğun bir deneyim. Başkasını, kendini, dostunu, sevdiğini, sevmediğini, trafiği, rüzgarı dinlerken yalnızca dinlemek, dinleyerek anda kalmak mümkün. Sürekli konuşkan, yazışkan, bir şeyleri ifade halinde, arka planda car car televizyon, çıktıslı müzik, aynı muhabbet sakızları tekrar tekrar çiğnenip önümüze konar halde olmamızın nedenini Gündüz Vassaf çok güzel ifade etmiş, sindire sindire, dinleye dinleye bir okusanız ne güzel olur!

“Birbirimizi anlayamayacağımız korkusuyla, sözcükleri gereğinden çok fazla kullanıyoruz. Konuşmamanın, iletişim kurmayı reddetme anlamına çekilmesinden, kabalık olarak görülmesinden korkuyoruz.

Ayrıca, çok fazla konuşuyoruz.

Sessizlik bizi ürkütüyor.

Sessizliği denetleyemiyoruz.

Oysa sessizlikte, sezinlediğimiz ama tam tanımadığımız dürtülerimizin, özgürlüğün ve gelişigüzelliğin son noktası saklıdır. Sözcükleri kullanmakla, sessiz dünyaya kendi düzenimizi zorla kabul ettirmiş oluruz. Kendimizi güvende hissederiz. Sözcük kullanmamız, etrafı izleme, bilinmeyeni sorgulama, sözlü tanıma haritası olmayan şeyleri sözcüklerle kodlama eğilimimizden doğan bir gücün işaretidir. Sözcükleri kullanmakla, çevremizdeki şeylere sahip oluruz. Sahip olunca da kendimizi güçlü, her şeyi denetleyen bir konumda hissederiz.

Aymazlığımızın doruğu da budur işte. Başını kuma gömen devekuşundan farksız bir durum.

Birer ikame olarak sözcükler, kendimizi yaşama bırakmaktan alıkoyar, deneyimlerimizin önüne geçer.

Sözcükler bizi kör eder.”

Gündüz Vassaf’ın çok sevdiğim Cehenneme Övgü kitabından. Karşınıza çıkarsa takılın, takılı kalın, bırakın ufkunuz genişlesin.

Sessiz sevgilerimle.

Fotoğraf: Kamer Aslı Kelly

#ayyoga #zeynepvaizoglu #yoga #izmir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir